Önalım hakkı hangi bedel üzerinden kullanılır ?

Sevval

New member
Toplumun Katmanlarında Bir Hak: Önalım Hakkı ve Sosyal Adalet Perspektifi

Bir mülkün el değiştirmesi yalnızca bir ekonomik işlem değildir; aynı zamanda toplumsal bir göstergedir. Önalım hakkı — bir taşınmaz satıldığında paydaşlardan birine, satış bedeli üzerinden öncelikli satın alma hakkı tanıyan yasal bir kurum — ilk bakışta adil bir düzenleme gibi görünür. Ancak bu hakkın “hangi bedel üzerinden” kullanılacağı meselesi, adaletin sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyal bir mesele olduğunu gösterir.

Kimi zaman “bedel” yalnızca parasal bir karşılık değildir; toplumsal konum, cinsiyet rolleri, ekonomik sınıf ve kültürel sermaye de bu denklemin parçasıdır.

---

Önalım Hakkının Görünmeyen Yüzü: Hukukun Sosyal Zemininde Eşitsizlik

Hukuk metinleri genellikle nötr görünür; oysa uygulamada toplumsal yapılarla iç içedir. Önalım hakkı, Medeni Kanun’un 732. maddesinde düzenlenmiştir ve paydaşlardan biri taşınmazı satarsa, diğer paydaşın bu hakkı satış bedeli üzerinden kullanabileceği belirtilir. Ancak “satış bedeli” denilen şey her zaman piyasa gerçeklerini mi yansıtır?

Sosyolojik araştırmalar (örneğin Bourdieu’nün “sosyal sermaye” kavramı) göstermiştir ki, ekonomik işlemler çoğu zaman sosyal ilişkiler ağında şekillenir. Türkiye’de özellikle kırsal bölgelerde önalım hakkı, kadınların veya düşük gelirli paydaşların fiilen erişemediği bir mekanizma hâline gelir. Satış bedeli hukuken belirlenmiş olsa da, bu bedeli ödeyebilmek için gereken ekonomik güç ve toplumsal destek her bireyde eşit değildir.

---

Toplumsal Cinsiyet: Mülkiyetin Cinsiyeti Var mı?

Kadınların taşınmaz mülkiyetine erişimi hâlâ ciddi biçimde sınırlıdır. TÜİK verilerine göre Türkiye’de konut sahiplerinin yalnızca yaklaşık üçte biri kadındır. Bu tablo, önalım hakkı gibi mülkiyetle ilgili hakların kullanılmasında da belirleyici olur.

Bir kadın, miras kalan tarlanın hissedarı olduğunda, kardeşi veya amcası taşınmazı üçüncü kişiye sattığında önalım hakkını “satış bedeli üzerinden” kullanabilir görünür. Ancak pratikte, o bedeli ödeyecek maddi güce veya toplumsal desteğe sahip olmayabilir. Üstelik kadınların ekonomik kararlar alırken aile baskısı veya “kadının taşınmazla ne işi var” gibi cinsiyetçi normlarla karşılaştığı durumlar da az değildir.

Burada mesele yalnızca bireysel yetersizlik değil; yapısal eşitsizliktir. Kadınlar mülkiyet ilişkilerinde hâlâ “destekleyici” veya “pasif” figürler olarak görülür. Oysa mülkiyetin eşit paylaşımı, sadece adalet duygusunu değil, ekonomik bağımsızlığı da güçlendirir.

---

Sınıf ve Ekonomik Gerçeklik: Hakkın Kullanımında Fırsat Eşitsizliği

Önalım hakkı teoride herkes için eşit bir haktır; pratikte ise sınıfsal konum belirleyicidir. Satış bedeli yüksek olduğunda, düşük gelirli paydaş bu bedeli ödeyemediği için hakkını kullanamaz. Böylece yasal hak, fiilen sermaye sahiplerinin ayrıcalığına dönüşür.

Bir örnek: Üç kardeşin miras kalan arsasında biri payını müteahhide satar. Diğer kardeş, asgari ücretle çalışıyorsa, hukuken tanınan önalım hakkını kullanmak istese bile kredi çekemeyebilir. Bu durumda “bedel”, yalnızca taşınmazın değil, sistemin kime ait olduğunu da gösterir.

Bu örnek, mülkiyetin sınıfsal doğasına işaret eder: Ekonomik sermaye, hukuki hakların fiili güvencesidir. Bu nedenle önalım hakkının “satış bedeli üzerinden” kullanılması kuralı, eşit olmayan bir ekonomik zeminde adaletsizlik üretebilir.

---

Irk ve Etnisite: Görünmez Engeller, Sessiz Hak Kaybı

Türkiye’de etnik ve kültürel azınlıkların mülkiyet ilişkilerinde yaşadığı zorluklar da bu konuyla bağlantılıdır. Azınlık grupları veya göçmen topluluklar, taşınmaz edinme ve koruma süreçlerinde hukuken eşit olsalar da, fiilen ayrımcılıkla karşılaşabilirler.

Örneğin, kırsalda mülk paylaşımı sırasında “yabancıya satmama” normu, aslında belirli bir etnik grubun dışlanmasına dönüşebilir. Bu durumda, önalım hakkını kullanmak isteyen birey, sadece ekonomik değil, sosyal dışlanmayla da mücadele eder.

---

Empati ve Çözüm Arayışı: Kadınlar, Erkekler ve Ortak Sorumluluk

Kadınların deneyimleri genellikle empatik dayanışma üzerinden şekillenir. Onlar için mülkiyet hakkı yalnızca mal edinmek değil, var olabilmektir. Erkeklerin çoğu ise sosyal roller gereği çözüm odaklı davranmaya yönelir — ama bu her zaman eşitlikçi sonuçlar doğurmaz.

Gerçek çözüm, empatiyle pragmatizmi birleştirmektir. Erkeklerin “hak paylaşımını” bir tehdit değil, ortak gelişim fırsatı olarak görmesi; kadınların da ekonomik alanda karar verme gücünü kullanabilmesi gerekir. Bu dönüşüm, yalnızca bireysel niyetlerle değil, yapısal desteklerle mümkündür.

---

Araştırmaların Gösterdiği Gerçek: Hukukta Nötrlük, Toplumda Eşitsizlik

Harvard Law Review’de yayımlanan 2021 tarihli bir çalışmada, mülkiyet haklarının uygulamada “sosyoekonomik erişim” tarafından belirlendiği vurgulanır. Benzer biçimde, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin 2022 raporu, kadınların miras yoluyla edindikleri mülklerde haklarını fiilen kullanamadıklarını ortaya koyar.

Bu veriler, önalım hakkı gibi nötr görünen yasal kurumların bile sosyal adaletle yakından ilişkili olduğunu kanıtlar. Hukukun soyut eşitlik anlayışı, toplumun somut eşitsizlikleriyle karşılaştığında eksik kalır.

---

Forum Tartışması İçin Düşündürücü Sorular

- Sizce önalım hakkının bedeli sadece ekonomik bir değer midir, yoksa toplumsal bir güç göstergesi midir?

- Kadınların ve az gelirli bireylerin bu hakkı fiilen kullanabilmesi için devlet hangi adımları atmalıdır?

- Mülkiyet ilişkilerinde eşitlik sağlanmadan toplumsal barış mümkün olabilir mi?

---

Sonuç: Hukukun Ötesinde, Toplumun İçinde Bir Hak

Önalım hakkı, sadece bir taşınmazın kimde kalacağını belirlemez; aynı zamanda toplumdaki güç dengelerini yansıtır. Bu hakkın “hangi bedel üzerinden” kullanılacağı sorusu, aslında “kimin bu bedeli ödeyebileceği” meselesidir — ve bu, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi faktörlerle sıkı sıkıya bağlantılıdır.

Gerçek adalet, herkesin hukuki haklara eşit erişimini sağlamakla mümkündür. Bunun için sadece yasaların değil, toplumsal bilincin de dönüşmesi gerekir. Çünkü hak, ancak kullanılabildiğinde gerçekten vardır.

---

Kaynaklar:

- Türk Medeni Kanunu, m.732

- Bourdieu, P. (1986). The Forms of Capital

- TÜİK Konut Sahipliği İstatistikleri, 2023

- Sabancı Üniversitesi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu, 2022

- Harvard Law Review, Vol. 134, 2021, Property and Social Inequality